Kategori:
Nakış 
Yukarıda fotoğraflarını gördüğünüz Kaneviçe herhalde enaz 35 yıl önce falan yapılan, Annemin karyola eteğinin fotoğrafları. Bazen eşyaların insanlardan daha dayanıklı olduğunu düşünüyorum. Temiz ve dikkatli kullanılınca hiç değişmiyorlar. Oysa ki insan hergün eskiyor, yıpranıyor ve yaşlanıyor. Sanki biz eşyalar için varız. Kendimizi ihmal etsekde onları etmiyor, iyi bakıyor koruyoruz ve esiri oluyoruz çoğu zaman. Aynı anda sanki 12 kişi müsafir ağırlayacakmışız gibi çarşaflar, havlular, yemek takımları (çoğu zaman 24 kişilik birkaç takım oluyor) vs. eşyaları saklıyor, her zaman bakımını yapıyoruz. Oysa ki çağımızda hiçbir zaman çok sayıda müsafir aynı anda evimizde ağırlamıyoruz. Hele yatılı kalmaları mümkün değil. Öyleyse niçin saklıyoruz ve giderek sayılarını çoğaltıyoruz. Ben bir türlü anlamış değilim. Özellikle Türkiye'de Müsafir salonu diye bir kavram var. Sadece bayramlarda, yılbaşlarında ve çok özel günlerde açılıyor ama heran temiz ve bakımlı tutuluyor. Ben kendimin kullanmadığı ve kullanma ihtimalim olmayan hiçbir mekanı ve objenin esiri olmak istemiyorum ve bu nedenle sadece ihtiyacım olanları saklıyorum.Sözün kısası lütfen kendinize bakın, eşyaların esiri olmayın. Çok iyi bir hafta dileğiyle, sevgiler gönderiyorum hepinize.
Yukarıda fotoğraflarını gördüğünüz Kaneviçe herhalde enaz 35 yıl önce falan yapılan, Annemin karyola eteğinin fotoğrafları. Bazen eşyaların insanlardan daha dayanıklı olduğunu düşünüyorum. Temiz ve dikkatli kullanılınca hiç değişmiyorlar. Oysa ki insan hergün eskiyor, yıpranıyor ve yaşlanıyor. Sanki biz eşyalar için varız. Kendimizi ihmal etsekde onları etmiyor, iyi bakıyor koruyoruz ve esiri oluyoruz çoğu zaman. Aynı anda sanki 12 kişi müsafir ağırlayacakmışız gibi çarşaflar, havlular, yemek takımları (çoğu zaman 24 kişilik birkaç takım oluyor) vs. eşyaları saklıyor, her zaman bakımını yapıyoruz. Oysa ki çağımızda hiçbir zaman çok sayıda müsafir aynı anda evimizde ağırlamıyoruz. Hele yatılı kalmaları mümkün değil. Öyleyse niçin saklıyoruz ve giderek sayılarını çoğaltıyoruz. Ben bir türlü anlamış değilim. Özellikle Türkiye'de Müsafir salonu diye bir kavram var. Sadece bayramlarda, yılbaşlarında ve çok özel günlerde açılıyor ama heran temiz ve bakımlı tutuluyor. Ben kendimin kullanmadığı ve kullanma ihtimalim olmayan hiçbir mekanı ve objenin esiri olmak istemiyorum ve bu nedenle sadece ihtiyacım olanları saklıyorum.Sözün kısası lütfen kendinize bakın, eşyaların esiri olmayın. Çok iyi bir hafta dileğiyle, sevgiler gönderiyorum hepinize.
7 yorum:
Canım benim çook haklısın da... Onlarsız da olmuyor, kantarın topuzunu kaçırmamak lazım. Ama, her halükarda kumaş, ip, tahta kalıyor da bizler yok oluyoruz...maalesef
Benim kaneviçe sevgimi biliyorsun, seninkilere hastayım:))) Çoook güzel amaaa
Sevgiyle kal, öptüümmm:)))
Sevgili Nazlı,
Ne kadar güzel yazmış ve de doğru söylemişsin.
Bazı eşyalar istasyon bizler yolcu gibi oluYORuz.Kuşaktan kuşağa geçen korunan örtüler ve eşyalar var.
Kanevicenin rengi ve deseni çok güzel.
Sevgiyle kal.
Nazlış harika bir kanaviçe anneciğinin ellerine sağlık.Bu ölümlü dünyada fazla eşya taraflısı değilim,aynı şekilde düşünüyoruz değilmi?Biz misafir odasında oturuyoruz o odayı temiz tut sonra bekle misafiri bana uymaz:)Misafir umduğunu değil bulduğunu yer misali beni seven dağınık misafir odamdada oturabilir(misal) maksat gönüller bir olsun doğrumu?İyi bir hafta diliyorum.Sevgilerimle
casnım valla türkiyede misafir odası kavramı var ama bizim evde yok.
gelen misafir ksaç saat oturuyor ki bir odayı işkal edelim.biz hem salon hem oturma odası olarak kullanıyoruz.
evin en güzel köşesini kapatmanın bir mantığı yok değil mi.hemde en büyük oda solona ayrılıyor.
ben herkesede tavsiye ederim çok rahatız geniş geniş valla..
bu arada örnek çok güzel..
renklerine bayıldım
Ne kadar dogru seylerden bahsettin.Bende yaptiklari aldiklarimi kullanmaktan yanayim.Annen iyi günlerde kullansin yatak takimini....
Anneciginin eline saglık cok güzel bir örnek.kimbilir ne anıları vardır bu taklımlarım bu seneler icinde ah bir dile gelseler...
Ne güzel yazmıssın sevgili Nazlı bunları esim duymasın bak benim gibi düsünen birileri var der. hepimiz aynı seyleri düsünüyor ve bu sözlere hak veriyoruz ama yinede aynı sekilde bu gelenekleri devam ettiriyoruz.Buda biz Türklerin misafiri verdigi degerden kalan bir miras olarak düsünüyorum.dogru söylüyorsun ınsanların cul kadar ömrü olmuyor.Allah hepimize elimizdekileri iyi günlerde saglık icinde kullanmak nasip etsin.
Canım çok haklısın aslında ama alışmışız bir kere bizler ...
kaneviçe ve dantelde hala dün yapılmış gibi sahidende ,çok güzel.
Yorum Gönder